Elon Musk, geçtiğimiz günlerde doğurganlık oranının azalmasıyla Avrupa nüfusunun yaşlandığına dikkat çekerek; “Avrupa ölüyor” dedi. Avrupa’nın nüfusu mercek altına alındığında; • Avrupa’da; son 25 yılda 4 kez nüfusun, bir önceki yıla oranla azaldığı görüldü. • Nüfus azalmasının görüldüğü 4 yılın, 3’ünün ardı ardına olması dikkat çekerken doğurganlık oranı yüzde 1.40’a kadar geriledi. • 1955’te Avrupa’da nüfusun ortalama yaşı; 28.4 iken 2024’te bu rakam, 42.5’e yükseldi. Elon Musk Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı’nın hazırladığı rapora göre; • Avrupa nüfusu, giderek daha da yaşlanacak. 2050’de yaş ortalaması 46.2 olacak. • 2050’de; Avrupa’nın nüfusu, 2024’e göre 42 milyon kişi azalacak. REKLAM Elon Musk’ın açıklamasını okuduktan birkaç saat sonra ‘Dünya Varmış’ adlı sinema filmini izledim. Birileri; “Küresel ısınma, kirlenme ve diğer etkenlerle yakında kıyamet kopacak” diyerek bir grup zengin kişinin hayatını kurtarabileceklerini söylüyor. Sonra da olaylar akıp gidiyor. ‘Dünya Varmış’ta başrolleri; Engin Altan Düzyatan, Sarp Bozkurt , Melisa Şenolsun ve Ece Sükan paylaştı. Çocukluğumdan bu yana duyduğum; “Dünyada orman kalmadı, her yer betonlaştı”, “III. Dünya Savaşı, su yüzünden çıkacak”, “Kirlilikten gökyüzünü göremez hale geleceğiz” gibi karamsar cümleler; “Kaynakların yetmeyeceği kadar çok nüfusa sahip olursak ne olacağı belli” cümlesiyle bağlanır. Peki sadece Avrupa’nın mı nüfusu yaşlanıyor? Avrupa’daki gibi hızlı olmasa da diğer anakaralarda da nüfus yaşlanması görülüyor. Ekonomik sorunlar, terör, savaşlar, dünyanın kirlenmesi; kişileri, çocuk sahibi olma konusunda bir hayli endişe sevk ediyor. Birleşmiş Milletler’in son dünya nüfusu tahminlerinden ve projeksiyonlarındaki verilere göre; yakın tarihe bile baksak, son 35 yılda doğurganlık oranın ne kadar keskin bir düşüşe geçtiği görülebilir. 1990 ila 2024 arasında dünya doğurganlık hızı; 3.31’den, 1.06 azalmayla 2.25’e düştü. 2024 ila 2050 arasında; 2.07’ye düşmesi bekleniyor. 2023’te, doğurganlık hızı en yüksek ve en düşük olan ülkeler; • Nijer… 6.67 (En Yüksek) • Kore Cumhuriyeti… 0.88 (En Düşük) Ülkemizde de yetkililer, zaman zaman toplam doğurganlık hızının düştüğü konusunda uyarılarda bulunuyor Türkiye’de; toplam doğurganlık hızındaki düşüş, 2000’den itibaren şöyle; ♦ 2000… 2.50 ♦ 2005… 2.22 ♦ 2010… 2.14 ♦ 2020… 1.76 ♦ 2023… 1.51 * Toplam doğurganlık hızı; bir kadının doğurgan olduğu dönem olan 15 – 49 yaş grubunda doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade etmektedir. REKLAM Her ne kadar toplam doğurganlık hızı düşse de dünya nüfusu, artmaya devam edecek. Ne var ki toplam doğurganlık hızının düşmesinden dolayı nüfus, geçmiş yıllara oranla yavaş artacak. 2050’de; 9.7 milyar, 2080’de; 10.3 milyar olacağı ön görülüyor. 2100’den itibaren ise dünya nüfusunda artık artış değil, azalma olacağı düşünülüyor. Peki kaynaklar sınırlıyken, bu kadar çok dert ve kirlenme söz konusuyken toplam doğurganlık hızının düşmesinden neden endişe ediliyor? Dünya nüfusunun yaşlanması, üretim dönemini geride bırakan yaş grubunun bir hayli kalabalık olacağı anlamına geliyor. Başta, Birleşmiş Milletler olmak üzere pek çok kurum ve kuruluşun raporlarında; toplam doğurganlık hızının düşmesine bağlı olarak dünya nüfusunun yaşlanmasının, üretimi sekteye uğratacağı yer alıyor. “Yapay zekâ ve robotlar iyiden iyiye gelişir. Onlar, üretimde bulunur” düşüncesi, insanoğlunun B planı. Ne var ki yapay zekâ ve robotların ne kadar gelişirlerse gelişsinler asla insanların yerini alamayacağını düşünen uzmanlar şunu söylüyor; “Yapay zekâ ve robotlar insanların yerine mi geçecek? İnsanlar, yan gelip yatacak mı? Bunun oluşturacağı fiziksel ve psikolojik sorunların nelere yol açacağının farkında mısınız?” 1970’lerde “Logan’ın Kaçışı” adlı bir dizi yayınlanıyordu. Dizide; yaşanan bir küresel felaket sonucu dünyada yaşam sona ermiş, hayatta kalabilen çok az sayıdaki insan, dış dünyadan yalıtılmış bir kubbede yaşıyordu. Yaşam alanı ve kaynaklar az olduğu için belli bir yaşa gelenler öldürülüyordu. Bu dizide olduğu gibi, belli bir yaşa gelenler öldürülemeyeceğine göre, doğurganlığın azalmasıyla dünya nüfusun yaş ortalamasının yükselmesi kaçınılmaz. Tüm dünyayı kapsayan yukarıdaki tabloda da olduğu üzere, insan ömrünün ne kadar uzadığı net şekilde görülebiliyor. 50 yıl önce Türkiye’de; doğuştan yaşam süresi beklentisi, 59.05 iken, 2023’te 77.35’e çıktı. Erkekler… 74.7 Kadınlar… 80 ♦ Dünyada Birleşmiş Milletler verilerine göre; yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus oranı, 1950’den bu yana yaklaşık iki kat arttı. 1950’de % 5 olan yaşlı nüfus oranı günümüzde % 10’a ulaştı. Yaşlı nüfusu en fazla olan ülkeler; • Japonya… % 30.1 • İtalya… % 24.5 • Finlandiya… % 23.6 • Portekiz… % 23.3 • Yunanistan… % 23.1 ♦ Türkiye’de Yaşlı nüfus, 2018’de; 7 milyon 186 bin 204 kişiyken, son 5 yılda % 21.4 artarak 2023’te; 8 milyon 722 bin 806 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2018’de; % 8.8 iken, 2023’te; % 10.2’ye yükseldi. 2023’te; yaşlı nüfusun % 44.5’ini erkek nüfus, % 55.5’ini kadın nüfus oluşturdu. Yaşlı nüfusun, toplam nüfus içindeki oranının % 10’u geçmesi, nüfusun yaşlandığının en bariz göstergesi olarak kabul ediliyor. En fazla yaşlı nüfusa sahip olan şehirlerin tamamının Karadeniz Bölgesi’nde, en az yaşlı nüfusa sahip olan şehirlerin ise Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde olması dikkat çekici. Yaşlı nüfusu en fazla olan şehirler; • Sinop… % 20 • Kastamonu… % 19.5 • Giresun… % 18.3 Sinop Yaşlı nüfusu en az olan şehirler… • Şırnak… % 3.5 • Hakkari… % 4 • Şanlıurfa… % 4.2 Şırnak Veri kaynakları; Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, TÜİK, Worldometer. Kimi okul yaptırdı kimi öğretmenlik yaptı Haberi Görüntüle
EKONOMİ
3 gün önceEKONOMİ
5 gün önceEKONOMİ
7 gün önceEKONOMİ
11 gün önceGENEL
11 gün önceGENEL
11 gün önceEKONOMİ
13 gün önce